Toyota, en iyi alternatif yakıtları bulma arayışında 2014 yılında Los Angeles Otomobil Fuarı’nda Mirai’yi piyasaya sürdü.
Arabanın çok yakıt tasarruflu olduğunu ve
Toyota, piyasadaki ilk hibrit otomobil olmasa da Prius’tan ve ardından gelen hibrit ateşinden sorumluydu. Satışa çıkan ilk elektrikli araba olmasa da elektrikli arabaları saydıran Tesla gibiydi. Mirai, piyasadaki ilk yakıt hücreli araç değildi, ancak ekolojik ulaşım için ciddi bir teklifti.
Aracın piyasaya sürüldüğü zamanki fütüristik görünümü, piyasaya sürüldüğü zamandaki Prius’un fütürist görünümüyle karşılaştırılabilirdi. Şık, aerodinamik ve kıvrımlı şekillere sahip Mirai, sınıfındaki piyasadaki diğer tüm otomobillerden farklı bir görünüme sahipti.
Otomobilin içinde, gösterge paneli ve bilgi-eğlence ünitesi için açıkta kalan karbon fiber malzemeler ve ekranlarla fütüristik bir yaklaşım vardı. Klima kontrol ünitesi bile dokunmatik ekrana sahipti.
Arkasındaki teknoloji çok büyüktü. İlk olarak, hidrojen tankları için güvenlik vardı. Kurşun geçirmezlerdi. Delinmek için 50 kalibrelik bir kurşunla aynı noktadan iki kez vurulmaları gerekiyordu. Tanklarda depolanan hidrojen, oksijenle karıştırılarak bir yakıt hücresine dönüştürüldü ve sonuç, arabaya güç sağlayan elektrik ve uzaklaşan su oldu. Sistem o kadar temizdi ki, su gerçekten içilebilirdi. Aracın bir diğer önemli avantajı ise 5 dakikada doldurulabilmesiydi ve bu bir elektrikli otomobilin yapamayacağı bir şeydi. Tek sorun, benzin istasyonlarının nadir olması ve yalnızca Kaliforniya ve Hawaii’de olmasıydı.